Produktbeschreibung
Kitalara ve asirlara yayilmis Osmanliyi masa basindan ögrenmek ne kadar mümkün olabilir ki Ayasofya Müzesi Genel Baskani Haluk Dursun da böyle düsünmüs ve henüz ögrenciyken solugu Samda almis. Devaminin geldigini söylemeye gerek var mi; Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Romanya, Macaristan, Moldova, Ukrayna, Arabistan, Filistin, Israil, Afrika Nilden Tunaya Osmanlinin biraktigi köprüler, camiler, cesmeler, imaretler, sokaklar, adetler, yemekler, törenler Kudüsten Kahiresine, Mekkeden Medinesine kadar Ortadoguda; Üsküpten Kosovaya, Elbasandan Tirana, Selanikten Yanyaya, Istanköyden Rodosa, Estergondan nazli Budine kadar Vardar boylarinda, Ruscukdan Silistreye, Deliormanlarin Razgradindan Koca Balkanlardaki Hüseyin Raci Efendinin Eski Zagrasina, Dobrucanin Köstencesine, Mecidiyesine kadar Tuna boylarinda ve sonra Eflaktan baslayip ta Kara Bogdana Prut kiyilarina, Dinyepere, Dinyestere, Akkermana kadar her yerde akip giden zamana, tarihe karisan hakikate ragmen duran Osmanlinin izleri var bu kitapta... Günümüzde yasayan halklardan Osmanli imajinin ne oldugunu, Osmanlinin boslugunu kimin doldurdugunu, yakip yikilanlari ama her seye ragmen geride kalanlari okuyacaginiz bu kitapta bir anit cinarindan sirin ve minnacik kitabeli cesmesine, tugrali tas köprüsünden Ya Hafizli konagina, türbesine, mektebine, tekkesine kadar Osmanli mirasina rastlayacaksiniz. Bu kitabimin ismini koyarken Nil ve Tunayi sectim. Nil Nehri alsin bizi Afrikanin derinliklerine kadar götürsün, oradan Kuzey Afrikaya getirip Akdenizde dinlendirsin diye. Karsisina Tunayi kondurdum. Avrupanin Alaman Daglarindan kopsun gelsin, bütün Balkanlari geride birakarak Karadenize, oradan Bogazici yoluyla Akdeniz sularinda Nille kavussun diye. Bu kitap; Osmanli cografyasini bu iki nehir arasinda sanki iki ayri medeniyet, iki ayri cografi iklim, iki ayri uc gibi degerlendirip yaptigim gezilerin notlaridir...