Produktbeschreibung
Son otuz yilda Avrasya cografyasinda önemli gelismeler yasandi. Sovyetler Birliginin yikilisi ve Dogu Blokunun parcalanmasi, cok sayida yeni devletin ortaya cikmasina, uluslararasi arenada genel olarak dengelerin degismesine yol acti. Türklerin ana yurdu ile daha sonraki tarihlerde göc edip yerlestikleri cografyalarda da önemli degisimler basladigi gibi bu cografyalara ilgi de her gecen gün artti. Söz konusu degisimlerden sonra özellikle bagimsizligini kazanan Türk cumhuriyetlerinde tarih olaylar bambaska bakis acilariyla yeniden yorumlandi, eski Sovyet cografyasindaki arsiv ve kütüphanelere ulasim kolaylasti, Türkiyede Türk tarihinin bütün dönemlerine ilgi artti, genc arastirmacilar basta Rusca ve Cince olmak üzere kaynak dili ögrenimine agirlik verdiler. Tüm bunlarin bir sonucu olarak Türkiyede özellikle daha önce Osmanli ve Selcuklu arastirmalarinin gölgesinde kalan Türk tarihinin farkli dönemlerine ilgi ve bu alanlarda yapilan calismalarin sayisi artti, Türk tarihinin bircok devresinin ana kaynaklari Türkceye kazandirildi. Bütün bu gelismeler göz önüne alindiginda, Türk Dünyasi hakkinda merakli okuyucunun müracaat edebilecegi, derli-toplu ve güncellenmis bilgileri iceren bir calismaya ihtiyac oldugu aciktir. Prof. Dr. Ahmet Kanlidere ve Prof. Dr. Ilyas Kemaloglunin yayina hazirladiklari bu calismada, siyasi tarihten ziyade kültür konularina agirlik verildi. Bunun da birkac sebebi vardir. En basta son yillarda ülkemizde popüler tarih calismalari artsa da bunlar dahi büyük oranda siyasi tarih calismalaridir. Ikinci olarak kültür catisi altinda ele alinan konular, genis cografyaya yayilan tüm Türklerin ortak degeridir. Türk tarihinin bu cephesinin anlasilmasi, Türk halklarinin ortak hafizalari, gelenekleri ve davranis tarzlarinin altinda yatan kültürü bilmek acisindan önemlidir. Dolayisiyla kitabin temel amaci, en eski dönemlerden itibaren Türkiye disindaki Türk Dünyasinin kültür tarihi hakkinda umumi mahiyette bir calisma ortaya koymaktir. Kitabin bir baska özelligi ise Türk tarihinin degisik dönemlerinde temayüz etmis Türk tarihcilerinin en son calismalarini icermesidir. Bu eser, ayni zamanda eski kusak umumi Türk tarihcileri ile genc tarihcilerin bulustugu bir platform oldu. Kitapta, olgularla yüklü anlatim yerine, Orta Asya Türk tarihinin belli dönemlerini ana hatlariyla ele alan, belli meseleleri aciklayan ve o meselelerin anlamini, fikr yanini vurgulayan bir yaklasim benimsendi. Siyasi tarih kisimlarini olabildigince kisa tutmaya, daha ziyade Türk Dünyasinin kültür cephesine odaklanmaya, edebiyat ve dil tarihi, din hareketler, sanat ve mimari odakli bir kitap ortaya konulmaya calisildi.