Produktbeschreibung
Bu kitap, bir milletin tarihten silinmeye calisilirken, nasil küllerinden yeniden dogdugunu anlatmak gayesiyle hazirlanmistir. Birer birer istiklallerini kaybeden Dogu Türklügü devletlerinin ayakta kalan son kalesi Osmanli Imparatorlugu idi. 1920 Sevr Antlasmasi ile Osmanli Imparatorlugunun son buldugu ve Türklügün müstakil vataninin kalmadigi tescillenmek istenmisti. Bircogunun bildiginin aksine, Osmanli Meclis-i Mebusani bu antlasmayi tasdik etmemisti. Ama Imparatorlugun baskenti olan Istanbul isgal edilmis ve adeta devletin beyni esir alinmisti. Ama kimse Türklerin tutunduklari bu son vatan parcasini kolay kolay teslim etmeyecegini aklina getirmemisti. Sakaryada Mustafa Kemal ve silah arkadaslarinin yeni bir ruhla Anadoludan baslattiklari hareket 9 Eylül 1922de Izmirin kurtarilmasi, Mudanya Ateskesi ve Nihayet Lozan Antlasmasi ile taclanmistir. Ama cözülmesi gereken mühim bir problem vardi. Diplomasi masasinda devleti kim temsil edecekti Istanbul halen isgal altindaydi. Dolayisiyla padisahin iradesi serbest degildi. Anadolu hareketinin liderlerini diplomasi masasinda tek temsilci olarak birakmak icin 1 Kasim 1922de Saltanat kaldirildi. Hilafete hemen dokunulmadi. Hilafetin daha sonra kaldirilmasi, aydinlar arasinda farkli yorumlandi. Hilafetin devlet idaresinde iki basliliga sebep olacagini düsünenler oldugu gibi, Türkiye Cumhuriyetine Islam devletleri arasinda önderlik mevkii saglayacagini iddia edenler de oldu. Iste bu kitap, Hilafet hakkindaki müspet ve menf görüslerin yorumsuz bir sekilde okuyucuya sunulmasini saglamak gayesiyle hazirlanmistir.