Produktbeschreibung
Tercüme ve Notlandirma Fatih Ünal Murat Özkan Mesut Karakulak Zafer Sever Harun Arslantürk Asirlar boyunca akan, ömrü boylarindan uzun iki büyük nehir... Bir tarafta Irtis, bir tarafta Tobol... Hircin hircin akarlarken tam kavustuklari yerde sakin, kumdan bir adacik... Adacigin üstünde, bu iki nehirden zuhur eden iki vahsi hayvan bogusuyor. Irtis Nehrinden cikan hayvan beyaz, gür yeleli ve iri yapili bir kurda benziyor. Tobol Nehrinden cikan ise siyah renkli, ufak bir taziyi andiriyor. Bu ufak hayvan iri hayvani nacar birakip alt ediyor; ardindan suya dönüyor. Fakat iri hayvan diger hayvan sudayken yeniden hayat buluyor; o da digeri gibi yine suya daliyor. Iste Kücüm Han hayal mi gercek mi oldugu anlasilmayan bu enfes sahneyi seyrediyordu uzun zamandir. Bir kisir döngü halinde tekrarlanan bu olaya anlam veremiyor; etrafindaki kahinlere bunun anlamini soruyordu. Nihayet kahinlerden biri Kücüme söyle dedi Iri olan hayvan senin büyük, dört basi mamur hanligin; kücük olansa kendi üstlerine bile kafa tutmus, eli kanli bir Rus savascisi. Bu savasci seni öldürmeye geliyor. Bu topraklara gelecek; senin halkini esir alacak ve bütün sehirlerini zapt edecek. Bu kisi cok kisa bir süre icinde ortaya cikacak. Kücüm Han bu haberle sonradan kim oldugunu ögrenecegi Yermakin gelecegini, ona yenik düsecegini anlamisti. Tanri ta en basindan Yermakin yaninda oldugunu haber veriyordu. Kücüm, maglubiyet ile galibiyetin bu iki hayvanin azi disleri arasinda oldugunu anlayana kadar bekledi. Gün dogdu, gün batti... Gün dogdu, gün batti... Nihayet Yermak, bütün askerleriyle nehirleri, engin cayirlari gecmis ve Kücümün henüz üzerinde neler yasanacagini hayal dahi edemeyecegi talihsiz topraklara ulasmisti. Beyaz safak kanlanmis; kara yagiz atlar kara bir bulut gibi Kücümün üstüne cökmüstü. Dünyanin en soguk topraklarini Islamla isitan bu yüce asker, sonsuzluga ucacak ve yerini buz gibi soguk bir imparatorluga, Ruslara birakacakti. Sükneti bozulan iki büyük nehir Irtis ve Tobol... Tarihin bu en kanli savaslarindan birinde akan kanin kendi sularina karisacagini nereden bilebilirdi ve bu yükü asirlar boyu tasiyabilecegini... Suyun hafizasi vardi; unutmayacakti. ... Su bulandi ve bir daha hic durulmadi...