Produktbeschreibung
Iki imparatorlugun siyasi, Türkiye Cumhuriyetinin ise sanat baskenti sayilan Istanbul, her dönemde bütün sanat dallarinda basi cekmekteydi. Ayni zamanda ekonomik zenginligin de merkeziydi. Hal böyle olunca, eglence ve onun en yaygin unsuru müzik, sosyal hayatin her asamasinda vardi. 1453ten itibaren sehirde baslayan Türk, Müslüman halkin iskaniyla birlikte zamanla sehirde yeni bir kültürel sentez ortaya cikti. Anadolu, Rumeli, Kafkasya, Orta Dogu ve Kirimin kir cicekleri, Istanbulda asili gül, lale ve menekseye dönüstüler. Saraydaki Enderundan, Mevlevihanelerden, Tekkelerden sehre, halka yayilan müzik, bugün Türk Sanat Müzigi veya Klasik Türk Müzigi olarak nitelendirilen müzikti. Bektas dergahlarinda ve halk arasinda Türk Halk Müzigi olarak adlandirilan müzik yankilaniyordu. Iki müzik türü zamanla calgi, makam ve icra olarak önemli ölcüde birlesti. Sehir halk müziginin en güzel örnekleri sergilenmeye basladi; senliklerde, eglencelerde... 19 ve 20. yüzyillarda Istanbul büyük göclere sahne olunca sehir halk müziginin renkleri cogaldi; calgilar, icra teknikleri zenginlesti. Mahall sesler, agizlar, calgilar varliklarini daha güclü hissettirmeye basladilar. 15 milyonluk metropol sehrin türküleri de bu oyluma uygun bir görkeme kavustu. Halen TRT Kurumunda 26 türkü ile temsil edilen Istanbulun, gerek özel arsiv ve koleksiyonlarda gerekse ulasilamayan kaynaklarda takribi 500 civarinda türküsünün olabilecegini söylemek abarti olmaz. Ancak bu kitapta Istanbul halk müzigi ile ilgili fakli kriterler esas alinmak suretiyle STürkü türsekil ve formuna uygun 100 ezgiye yer verilmistir.