Produktbeschreibung
Rusya tarihi, baslangictan itibaren ayni zamanda Türk-Rus münasebetleri tarihi olsa da ülkemizde yeterince calisilan konulardan degildir. Yalnizca Rus arsivlerinin degil, ülkenin kendisinin de uzun yillar boyunca kapali kalmasinin ve Soguk Savas döneminde Türkiyede olumsuz bir Rusya imajinin hakim olmasinin da bunda etkisi büyük. Halbuki Mustafa Kemal Atatürkün Kuzey Komsumuz olarak adlandirdigi Rusya, hangi rejim ve ne kadar zor sartlarda olursa olsun Türkiye ve Türk Dünyasi ile ilgili arastirmalarina hicbir zaman ara vermedi. Sovyetler Birliginin yikilisindan sonra Türkiyede bu kuzey komsusuna ilgi, -tarih arastirmalari da dahil olmak üzere- her alanda artti. Ancak yine de Rusya tarihi daha cok Türk-Rus münasebetleri cercevesinde ele alinmaya devam edilmektedir. Eski Sovyet cografyasinda uzun yillardir görev yapan ve basta Rusca olmak üzere bölge dillerini de bilen tecrübeli diplomat Turhan Dilmacin elinizdeki calismasi, bu baglamda bir istisnayi ve kendi alaninda bir ilki teskil etmektedir. Zira kitap, Rusyanin ruhunu ortaya koymaktadir. Rusyanin Ruhu, baslangictan günümüze kadar kesintisiz bir Rusya tarihi degildir. Tek bir calisma cercevesinde bunu ortaya koymak da imkansiz. Ancak Rusyanin Ruhu, Rus tarihinin en önemli olaylarini, en önemli hükümdarlarini ve en önemli savaslarini kültürel gelismeler cercevesinde ele alarak bütün bunlarin Rus Devleti ve en önemlisi de Rus halki üzerindeki etkisini ortaya koymakta, okuyucunun Ruslarin davranis ve aliskanliklarini anlamasini saglamaktadir. 19. yüzyil Rus yazari Födor Tütcev, Rusyanin kilometrelerle ölcülemeyecegini, mantikla anlasilamayacagini dile getirse de Rusyanin Ruhu, Rus tarihinin bircok meselesini kendi icerisinde kronolojik bir anlatimla ortaya koyarak Türk okuyucusunu gercek bir tarihe sürükleyecek ve bu tarihin sürec icerisinde nasil algilandigina ve ne sekilde yeniden üretildigine dair düsündürecektir. Ilyas Kemaloglu