Produktbeschreibung
Günümüzde artik bütün dünyada egemenligini kurmus olan neoliberal kapitalizmin yandaslarina göre, yoksullarin icinde bulunduklari sefaletten kurtulmalari icin zenginlerin daha zengin olmasi, daha az vergi vermesi gerekir cünkü bu durum hepimizin cikarinadir. Ne var ki genelde kabul gören bu yaklasim gündelik deneyimlerimizle, bol miktardaki arastirma sonuclariyla, aslinda mantikla hicbir sekilde uyusmuyor. Somut kanitlar ile popüler inanislar arasindaki bu tuhaf uyumsuzluk üzerine biraz durup düsününce akla su soru geliyor Aksine onca kanit ve olguya ragmen bu görüsler nasil oluyor da bu kadar yaygin ve direncli kalabiliyor Isin daha garip, belki de daha vahim yani ise sudur Eger tarihte daha önce esine rastlamadigimiz, kabul edilmesi imkansiz ama yine de hizla büyüyen mevcut toplumsal esitsizligin ve zenginlerle toplumun geri kalani arasindaki hizla derinlesen ucurumun savunulmasinda rol oynamamis olsaydi, bu yaklasimlarin bir gün dahi ayakta kalmasi mümkün olmazdi. Demek ki dünya capinda büyük bir ahlaki krizin icindeyiz. Halbuki liberal kapitalizmin en büyük düsünürü Adam Smith daha 18. yüzyilda söyle diyordu Zengin ve güclü olanlara hayranlik duyup onlara neredeyse taparken, fakir ve muhtac durumdakileri hor görme veya en azindan görmezden gelme egilimi ahlak anlayisimizi cökerten en büyük ve en yaygin nedendir. Dünyanin önde gelen toplumsal düsünürlerinden Zygmunt Baumanin kaleme aldigi bu kisa kitap, iste bu gibi sorulara yanit ariyor. Bauman, söz konusu görüslerin dayandigi ve üzerinde uzun uzadiya düsünülmemis varsayimlarin ve inanislarin listesini siraliyor ve tek tek ele alarak onlarin nasil da yaniltici ve aldatici olduklarini gösteriyor.